TMMOB Odalar 21 Mayıs 2024, Salı
Yayınlayan Birim: DİYARBAKIR ŞUBE
Yayına Giriş Tarihi: 06.09.2016
Güncellenme Zamanı: 06.09.2016 14:55:42

BASINA VE KAMUOYUNA

LİCE DEPREMİNİ 41. YILINDA ANIYORUZ

 

Sadece ülkemizin değil, dünyanın deprem gerçeği bir kez daha insanlığı sınamakta.. İtalya‘nın Rieti Kentinde 6.2 büyüklüğünde meydana gelen deprem de göstermiştir ki doğayla uyum içinde yaşam vazgeçilmezdir.

Bundan tam 41 yıl önce, 6 Eylül 1975 tarihinde Lice‘de meydana gelen Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.6 olarak belirlenen depremde Lice‘de ve çevre köylerde 2386 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Deprem sonucu Hani, Hazro, Kulp, Dicle, Silvan, Ergani ve Diyarbakır çevresindeki yapıların 8.159‘u ağır, 4.550‘si orta ve 7.283‘ü hafif hasar görmüştür.

Alp Himalaya kuşağının batı Zagros kısmında yer alan ülkemiz, KAF(Kuzey Anadolu Fayı) ve DAF (Doğu Anadolu Fayı) ve Güneydoğu Anadolu Bindirme Fayı etkisi altındadır.

Güneydoğu Anadolu Bindirme Fayı (GABF); Elazığ‘dan başlayıp Diyarbakır, Batman, Bitlis, Siirt, Van, Hakkari‘ye kadar devam etmektedir. Diyarbakır‘ın Çermik, Çüngüş, Ergani, Hani, Lice, Kulp, Silvan ve Hazro ilçeleri bu fayın etkisi altındadır. Bu ilçelerimiz 1. derece deprem bölgesindedir. Bu da yapılaşmada yer seçiminin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Kentsel planlama ve gelişmede, bina ve çeşitli mühendislik yapılarının yer seçiminde, zeminin jeolojik yapısının, aktif ve pasif fay hatlarının, depremselliğin, zeminin jeoteknik özelliklerinin ve jeolojik çevre koşullarının, bu inşaatlar üzerindeki gelecekteki etkilerinin, inşaat öncesinde çok iyi şekilde değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin zamanında alınması kaçınılmaz bir sorumluluktur.

 

Deprem olayında bina yıkılmasının nedeni, sadece veya tek başına kolon veya kiriş kırılması veya kötü işçilik, malzeme hatası değildir, son depremlerde de görüldüğü gibi en önemli neden Jeolojik risk faktörlerinin yeterince göz önüne alınmamış olmasıdır. Bu nedenle bundan sonraki her türlü bina ve mühendislik yapısının projelendirilmesi öncesinde (sonra değil), bina ölçeğinden başlayarak, yer seçimi, şehir ve bölge planlaması veya kalıcı yeni yerleşim alanlarının imara açılması gibi her türlü etütte mutlak surette uzman Jeoloji Mühendislerinin ve Jeoloji Bilim İnsanlarının görevli kılınması gerekmektedir.

 

Ülkemizde yapılaşma sürecinde, "Deprem Güvenli Konut" yapımında, yer seçiminde, denetiminde, zemin etütlerinde bilimsel, sağlıklı, çağdaş uygulamalar sağlanmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

6 Eylül 2016