TMMOB Odalar 01 Temmuz 2024, Pazartesi

13 Nisan 2013 tarihinde şubemiz toplantı salonunda Cumartesi Söyleşisi "Doğadaki Oluşum Mekanizması (DOM)" konulu sunum gerçekleştirildi.

Yayınlayan Birim: TRABZON ŞUBE
Yayına Giriş Tarihi: 17.04.2013
Güncellenme Zamanı: 19.04.2013 15:17:54

13 Nisan 2013 tarihinde şubemiz toplantı salonunda Cumartesi Söyleşisi "Doğadaki Oluşum Mekanizması (DOM)" konulu sunum gerçekleştirildi. Sunumu Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü‘nden emekli öğretim üyesi hocamız Prof. Dr. İsmet GEDİK yaptı. Söyleşi meslektaşlarımız, öğrenci üyelerimiz ve konuklarımız tarafından ilgi ile izlendi. Değerli hocamızın kısa açıklaması aşağıda verilmiştir.

Katılan tüm üyelerimize teşekkür ederiz.

DOM (Doğadaki Oluşum Mekanizması) haricindeki görüşler neden insanlığın sorunlarını çözemez?

  

••    Prof. Dr. İsmet Gedik (KTÜ Jeoloji Müh. Bölümü Bilim Adamı)

Öylesine kötü kurgulanmış bir yaşam sistemi içindeyiz ki,

► ya yaşam mücadelesinden başımızı kaldırıp, doğru olduğuna inandığımız bir işlemi yapacak zaman bulamıyoruz;

► ya da, öylesine pasifleştirilmişiz veya umutsuzuz ki, "ne yapsam boşuna, benim bir oyumla veya işlemimle mi bu dünya düzelecek" şeklinde bir davranış içindeyiz.

Peki, yaşam sistemimiz neden böylesine kötü kurgulanmış? Daha başka türlü bir kurgu olası mı ki, durumumuz değişsin?

Hayatı oluşturup-yönlendiren kuvvet sisteminin nasıl olduğunu bilirsek, ne tür bir kurgu-sistemiyle hayatın daha yaşanabilir olacağını da fark ederiz. 

http://tanriyianlamak.blogspot.com/ sitesi genelinde açıklandığı üzere DOM-sistemi ile tüm diğer geleneksel sistemler arasındaki temel fark şöyle özetlenebilinir:

►-1-  DOM-sistemi hayata, atomların-hücrelerin bakış açılarıyla bakar, değerlendirir ve örgütlenir;

►-2- Tüm diğer sistemler kralların, sultanların, liderlerin bakış açılarıyla hayatı değerlendirirler.

Bu iki sistem arasındaki kökten bir davranış farklılığı vardır.

Birincisinde atomlardan başlanarak varlıklar arasında karşılıklı anlaşıp-uzlaşma yöntemleri sürekli aranır-denenir ve en ekonomik sistemlerde birleşilerek, atom-molekül-hücre-beden-toplum gibi gittikçe gelişen üst sistemler oluşturulur.

İkincisinde ise, insanların düşünce ve davranış tarzları ana hatlarıyla tepedeki yönetici kadronun (kral-sultan veya lider) bakış açılarına göre oluşturulan eğitim-öğretim ve gelenek-göreneklerle belirlenirler. Bu nedenle tüm yasalar+yönetmelikler, gelenek ve görenekler, tepedeki bu güç sistemini koruyacak şekilde oluşturulmuşlardır. Tepedeki bu güç sistemi "devlet" olarak kutsallaştırılmış olarak karşımıza çıkar ve devletin sahibi de genellikle asil soylu bir hanedanlıktır. Bu temel yaklaşım genelde tüm insanlarda yaygındır.

Bu nedenle insanlar DOM-sistemine uygun bakış açısıyla (yani atomların-hücrelerin bakış açılarıyla) hayata bakıp, yaşamlarını ona göre düzenlemekten acizdirler ve başlangıçta belirtilen kötü kurgulanmış sistem ortaya çıkmıştır.

Hayat sistemimizin kurgusunu oluşturmak, kralların, liderlerin elinde ve yetkisinde değil, sizlerin elinde ve yetkisindedir.

DOM-sisteminin insanlığa sunacağı en önemli katkı şu olacaktır: Kralların-liderlerin bakış açılarına göre yetiştirilmiş insanlar, toplumun (devletin) sahibinin kendisi ve diğer vatandaşlar olduğundan habersiz olarak hayata baktığından, yaptığı işlere hile katarlar; ürünler (ve işlemler) insan ve çevre sağlığına zararlı olarak piyasaya çıkar. Sonuç: herkes birbirine (ve çevreye) zarar verecek bir yaşam içine girer. Kanserojen maddelerden, stresten, sinirden mahvoluruz, dünyamız cehenneme dönüşür. DOM-sistemi bilgileriyle yetişen bir insanlık, tüm bu gibi geleneksel hastalıklardan arınmış olarak yaşama bakacağından, dünyamız cennete dönüşür!

DOM-sistemi doğadaki bilgi oluşturma sisteminin, yani yapı ve dokusal değişmelerin neden ve nasıl olduklarının araştırılıp, zaman (dolayısıyla onun bir dilimi olan ömür) kavramanın anlamının ortaya konulmasına dayalı doğal-sistem verilerinin derlenip-düzenlendiği bir kaynak oluşturmaktadır. Zamanı anlamak, hayatı anlamaktır. Hayatı anlarsak, çocuklarımıza hayali masallar değil, gerçek doğal sistem bilgileri anlatmaya ve onların bu doğa ve dünya hayatına uyum sağlayan birer varlık olarak orada yerlerini alıp, korkusuz ve huzurlu bir yaşama başlamalarına öncülük etmiş oluruz.