MERMER ARTIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİNİN AZALTILMASI SEMPOZYUMU YAPILDI

16-17 Ekim 2009 tarihlerinde, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından uluslararası katılımlı "Mermer Artıklarının Değerlendirilmesi ve Çevresel Etkilerinin Azaltılması Sempozyumu" gerçekleştirildi. Şube Yönetim Kurulu üyelerimizden Şube Başkanımız Ali Cihat PARLAK, Hanifi GÜRLER, Dicle BARÇ, Murat EMİNOĞLU ve Murat HOCAOĞLU‘nun yanısıra serbest ve kamuda çalışan üyelerimiz katıldı. Ayrıca Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fahrettin ÇAĞDAŞ açılış konuşması yaptı.
Açılış konuşmasında, ilk söz alan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Galip ENSARİOĞLU, Diyarbakır‘da taşların ayrı bir önemi olduğuna işaret ederek, "Bu kentin sevdası, tarihi, kültürü taşlara işlenmiştir. Bugün tarihimizin en canlı tanığı yine taşlardır" dedi. Geçmişte medeniyetler inşa etmek için kullanılan taşların, günümüzde Diyarbakır‘ın ve Türkiye‘nin ticareti için önemli bir unsur haline geldiğini, bununla beraber birçok problemi de günümüze taşıdığını söyledi.
Diyarbakır Sanayici ve İş Adamları Derneği (DİSİAD) Başkanı Raif TÜRK ise, Diyarbakır ve Mezopotamya‘nın geçmişten bugüne kadar sürekli zenginlik içinde yaşadığını, yapılan arkeolojik kazılarda Diyarbakır ve çevresinin madencilik işletmeciliğinde geçmişinin binyıllar öncesine dayandığını, sanayi toplumunun nano teknolojiye geçtiği bu çağda bizlerin yeni yeni bu değerlerin farkına vardığımızı ifade etti.
Türkiye Madenciler ve Mermerciler Dernekleri Federasyonu Başkanı Selahattin Onur da "mermerin atığı yok artığı var" diyerek yasal düzenleme, taşıma, pahalı elektrik gibi sektörün içinde bulunduğu eksiklik ve sıkıntıları anlattı. Mermer artıklarının kullanım alanlarının genişliğinden ve artıkların bir alt sektör oluşturabileceğinden bahsetti.
Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fahrettin ÇAĞDAŞ yaptığı konuşmada, kalkınmaları sanayiye dayalı olan kentlerin kaçınılmaz olarak sanayi kirliliğinden olumsuz etkilendiğini ve bu kentlerin ağır bedeller ödediğine dikkat çekerek "Diyarbakır‘da deyim yerindeyse, neredeyse tarlada, bağda, bahçede bazalt ve mermer yetişmektedir. Öyle ki bazalt taşımız biraz mizacımız, biraz karakterimiz, biraz da ekmeğimiz olmuştur. İstiyoruz ki bazalt ve mermer burada yaşayan yurttaşlarımızın iyi bir ekmek kapısı olsun. Taşımız, ekmeğimiz olsun. Bu itibarla yoksulluk ve işsizlikle cebelleşen kentimiz kendi taşı ile kendini inşa etsin" dedi.
Ayrıca mermer ocaklarının fabrikalara dönüştüğü bir dönemde mermer üretiminin yol açabileceği çevresel sorunların daha şimdiden tartışılmayı hak ettiğine işaret etti. Büyükşehir dahil 13 belediyenin ortaklaşarak kurduğu Diyarbakır Çevre Hizmetleri Birliği‘nin mermer artıklarını da yakından takip ettiğini söyledi. Çevresel felaketlerin yerel kalmadığını, domino taşı gibi birçok felaketi tetikleyebildiğini belirterek şunları ifade etti: "Türkiye ve dünya deneyiminin bu sempozyumda konuşulacak olması, olası çevresel riskleri şimdiden görmemizi sağlayacaktır. Aynı zamanda sadece en iyi mermere odaklanan bir üretim yerine, çıkan artıkların da değerlendirilmesinin yol ve yöntemlerinin bilinecek olması ön açacaktır. Hani derler ya etinden, sütünden, yününden yararlanılması... Zaten günümüz teknolojisi ve anlayışı da bunu olanaklı kılmaktadır". Müteahhidinden mühendisine, mimarına, sanatçısına kadar herkesi bazalt ve mermeri yaşamın bir parçası haline getirmek için estetize etmesini istedi ve "Kentimizin geleneksel taşları ile kendine has bir mimari oluşturması hem yapı sektörüne bir zenginlik katacaktır, hem de yerinden bir malzeme kullanılması dolayısıyla ekonomik olacaktır. Bunun da ötesinde kent kendine has bir estetik yapıya kavuşacaktır. Yerinden malzeme kullanılmasının doğal dengenin korunması yani ekolojik bir anlam da taşır" şeklinde konuştu. Son olarak, tüm bileşenleri biraraya getiren sempozyumun doğaya zarar vermeden bir kalkınma stratejisinin parametrelerini oluşturacağına inandığını söyledi.
BM, Yerel Gündem 21, AB, Valilik ve Büyükşehir Belediyesi‘nin desteklediği sempozyumda mermer artıklarından yapılan mozaik desenli tablolar sergilendi. Sempozyumda İtalya, İspanya, Hindistan, Mısır ve Ürdün‘den 11, Türkiye‘den 21 olmak üzere toplam 31 bildiri sunuldu.