TMMOB Odalar 28 Nisan 2024, Pazar

Son yıllarda, ülkemizin farklı yörelerinde can ve mal kaybına neden olan birçok sel vakası yaşandı.Tüm bu hava olayları yorumlanırken, iklim değişikliği konusu sık sık dile getirilir oldu. Gerçekten sellerin nedeni sadece iklim değişikliği midir, insan faaliyetlerinin yaşanan sel olaylarında etkisi yok mudur?

Yayınlayan Birim: TRABZON ŞUBE
Yayına Giriş Tarihi: 19.07.2023
Güncellenme Zamanı: 21.02.2024 13:00:53

Son yıllarda, ülkemizin farklı yörelerinde can ve mal kaybına neden olan birçok sel vakası yaşandı. Bu yıl, ilkbahar sonu, yaz başında yoğun olarak yaşanan sellerin ardından gelen sıcak hava dalgası kuraklık olgusunu gündeme geçirdi. Tüm bu hava olayları yorumlanırken, iklim değişikliği konusu sık sık dile getirilir oldu. Gerçekten sellerin nedeni sadece iklim değişikliği midir, insan faaliyetlerinin yaşanan sel olaylarında etkisi yok mudur?

            Ülke çapında artan nüfus, eski yerleşim alanların yakın çevresindeki tarım arazilerinin ve dere yataklarının plansız bir şekilde imara açılmasına neden oldu. Dere yatakları kenarlarında binlerce yıl boyunca oluşan taşkın ovalarının imara açılmasıyla, hem sel hem de deprem gibi doğa olayları karşısında afete açık yerleşim alanları ortaya çıktı. Yeterli mühendislik hizmeti almamış, plansız alt yapı ve üst yapıların inşa edildiği bu alanlarda milyonlarca insan yaşamaktadır.

            Sel, heyelan, deprem gibi doğa olaylarının neden olduğu zararların azaltılması için jeoloji, jeofizik, meteoroloji gibi mühendislerin kentlerin, yolların planlanmasında daha fazla söz sahibi olması gerekmektedir. Kentleri planlama yetkisi olan belediyeler siyasi ve ticari rant kaygısı ile jeolojik ve meteorolojik verileri göz ardı etmekte ve milyonlarca lira harcayarak dere yataklarını daraltıp sel riskine açık yerleşim alanları açmaktadır. Yakın tarihlerde yaşanan afetler kısa sürede unutulmaktadır.

Kamu kurumları ve yerel yönetimler, vatandaşlar, plansızca dere yataklarının veya fay zonlarının üzerine, uygunsuz yamaçlara yollar inşa etmekte ve her yıl bu yollar seller, heyelanlar veya depremlerle zarar görerek merkezi bütçeye milyonlarca lira zarar yazmaktadır. Eksik mühendislik verileriyle, hızlı planlanan, zayıf denetimler sonucu düşük kaliteli malzemeli donatılarla yapılmış yollar, en hafif yağışta bile kullanılamaz hale gelmekte, suçlu iklim değişikliği olmaktadır.

Yukarıda sözü edilen nedenler son yıllarda, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sel ve heyelana bağlı afet sayısında artışa neden oldu. İTÜ Meteoroloji Profesörü M. Kadıoğlu da benzer şekilde “Yerel halkın sel felaketlerine maruz kalmasına neden olacak şekilde dere yatakları ve heyelan bölgelerinin daha fazla yerleşime açıldığı" yorumunu yapmaktadır. "Dere yatağına dağ tepesine bina yapıyoruz, bütün suçu da doğaya atıyoruz. Burada bir tuhaflık var" diyen Kadıoğlu, "İmar-iskan politikaları bu şekilde devam ettiği sürece iklim değişikliğinin de etkisiyle sel felaketlerinin sıklaşacağını” söylemektedir. “İklim değişikliğinin sebep değil sonuç olduğunu; selleri başlatmıyor, sıklığı ve şiddeti arttırıyor" şeklinde yorumlamaktadır.

İnsanoğlu neden olduğu iklim değişikliğinin sonuçlarıyla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Aşırı yağışların sonucu oluşan seller, heyelanlar; kuraklığın neden olduğu susuzluk, kıtlık ve göç bu sorunların başında gelmektedir. Sorunlar ancak yer bilimciler ve ilgili mühendislik dallarında çalışanların konuyla ilgili çözümleri dikkate alınarak çözülebilir. İklim değişikliğinin neden olduğu doğal olaylar insanlığın gelecekte çok daha çetin koşullarda yaşayacağını göstermektedir. Bugünden, konuyla ilgili bilim insanlarının önermiş olduğu önlemlerin, karar vericiler tarafından dikkate alınarak planlamaların yapılması artık zorunluluktur(Prof.Dr.Cüneyt Şen).

Güzel günler dileğiyle.

https://www.kuzeyekspres.com.tr/seller-sadece-iklim-degisikligi-sonucu-mu-olusuyor