5.1’LİK NİĞDE DEPREMİ VE KONYA`NIN DEPREMSELLİĞİ
20 Eylül Pazar günü saat 22:08`de merkez üssü Bor (Nigde) olan Mw 5.1 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir.
Niğde İline Bağlı Bor İlçesi Obruk Mahallesinde meydana gelen deprem AFAD Deprem Dairesi verilerine göre 5.1 şiddetinde ve yaklaşık 7 km derinlikte olmuştur. Sahada yaptığımız incelemeler neticesinde Tuzgölü Fay hattına 23 km uzaklıkta bulunan bu deprem noktasının Leşkere Fayı olarak bilinen ve Tuzgölü fayına dik yönde gelişen daha küçük bir fay zonunda meydana geldiği görülmektedir. Bölgede yapılan incelemelerde çok büyük hasarların olmadığı Mühendislik hizmeti almadan yapılmış kerpiç evlerde çatlak ve yarıkların oluştuğu gözlemlenmiştir.
Küçük diyebileceğimiz bir fay zonunda oluşan 5.1 büyülüğündeki deprem çevre illerde hissedildiği gibi Konya merkezde de hissedilmiştir. Özellikle merkez üssüne çok yakın olan Emirgazi ve Ereğli ilçelerimizde daha yoğun hissedilmiştir.
Konya ili çevresinde çok daha büyük deprem üretebilecek potansiyele sahip birçok fay hatları yanı başımızdan hatta şehrimizin içinden geçmektedir. Bu fay hatlarını sayacak olursak Bölgesel ölçekli olarak Akşehir, Tuzgölü ve Ecemiş Fay zonları, Ova havza sınırlarını kapsayan Konya Fay Zonu, Karaaömerler Fayı, Divanlar-Altınekin Fayları, Göçü Fayı, Cihanbeyli, Ilgın, Altınekin vb. Gibi fay zonları bulunmaktadır.
Akşehir fay zonu genelde kuzeybatı-güneydoğu gidisli 450 km uzunluğunda 2-7 km genişliğinde verev atımlı normal faydır
Akşehir fay zonunun en belirgin olduğu alan Doğanhisar-Akşehir-Çay ve Afyon arasıdır
100-120 km uzunluk sunan AFZ’nun kuzeydoğu bloku düşerek Akşehir-Afyon çöküntü havzasını (grabeni), güneybatı bloku da yükselerek Sultandağı yükselimini (horstunu) oluşturmuştur.
Aletsel dönem içinde Kandilli Rasathanesi verilerine göre Akşehir Fay zonunun da içinde yer bölgede1900-2016 yılları arasında büyüklüğü M:5 den büyük 9 deprem meydana gelmiştir.
Akşehir fay zonu üzerinde aletsel dönemde oluşan depremler incelendiğinde bu zon üzerinde 25-30 yılda bir 5,5-6.5 büyüklüğünde bir deprem oluşma riski vardır.
Akşehir ve Doğanhisar, Sultandağı ve Çay doğrudan bu fay zonları üzerinde yer almaktadır.
Bu yerleşim alanlarının neredeyse tamamı alüviyal zemin üzerinde kurulmuştur ve yörede su seviyesinin yüksek olması nedeniyle bazı kesimlerde sıvılaşma riski yüksek alanlar da bulunmaktadır.
Oluşan depremler genelde orta büyüklükteki depremlerdir. Yörede gelecekte de orta büyüklükte yıkıcı deprem oluşma riski yüksektir.
Tuz Gölü Fay Zonu (TGFZ) Orta Anadolu’nun en önemli kıta-içi aktif fay zonlarından biridir.
TGFZ kuzeybatıda Paşadağ ile güneydoğuda Bor ilçesi arasında uzanan yaklaşık
200-220 km uzunluğunda ve 15-25 km genişliğinde, önemli miktarda normal bileşeni olan sağ yanal atımlı bir fay zonudur
Paşadağ ile Bor arasındaki kesimi oldukça çizgisel olup 5-80 km uzunlukta birbirine koşut, yarı koşut bir çok faydan oluşur.
Tuzgölü havzasının kuzeydoğu kenarını sınırlamaktadır
TGFZ, uzunlukları 9 ile 30 km aras›nda değişen, birbirine koşut veya yarı koşut onbir geometrik fay segmentinden oluşmaktadır.
TGFZ segmentlerinin azami M=6,11–6,80 büyüklüğünde deprem üretebilecekleri varsayılmaktadır
Kuzeyde Erciyes Dağı (Kayseri) ile güneyde Mersin ili arasında K25°D doğrultusunda uzanan yaklaşık 300 km uzunluğundaki Ecemiş Fay Zonu Orta Anadolu’nun en önemli neotektonik unsurlarından biridir.
Diri fay haritasında Yahyalı ilçesinin güneydoğusundan başlar ve Pozantı’nın kuzeybatısına kadar uzanır. uzunluğu yaklaşık 107 km’dir. Şaroğlu ve diğ. (2001) tarafından Demirkazık, Kamışlı ve Pozantı segmenti şeklinde üç alt bölüme ayrılır
Sol yönlü aktif doğrultu atımlı fay zonunun 80±10 km toplam atıma sahip olduğu tahmin edilmektedir
GPS değerlerinin bu fayın iki bloku arasında 1-2 mm /yıl hareket olduğunu göstermektedir
Ecemiş Fayı’nın son 35000 yıl içerisinde hareket halinde olduğunu ve dolayısıyla aktif bir fay olduğunu belirtmektedir. Ayrıca bölgede büyüklüğü 6,5 veya daha büyük olan ve yüzey kırığı oluşturabilecek en az üç depremin olduğunu öne sürmektedir. Bu verilere bağlı olarak da fayın deprem tekrarlanma aralığının yaklaşık 10000 yıl olduğunu savunmaktadır
KONYA İL MERKEZİ
Konya il merkezi çevresinde en önemli genç yapıları K-G gidişli Konya grabeni(çöküntüsü) ve yaklaşık D-B gidişli Kızılören çöküntüsü oluşturur.
Konya çöküntüsü; Batıda Konya fay zonu, Doğuda Divanlar Fayı, Kuzeyde ise Karaömerler fayı ile sınırlıdır. Konya İl merkezinin batı kesimi Konya Fay zonu üzerinde bulunmaktadır.
Kızılören grabeni (havzası) BKB-DGD gidişli eğim atımlı normal kenar fayları ile sınırlı egemen olarak Miyosen-Pliyosen yaşlı kayaçları kapsayan bir çöküntü havzasıdır.
Konya ilimiz için durum böyleyken;
İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacağı yönünde açıklama yapılan ve kısaca “FAY YASASI” olarak tanımlanan yasaya; toplumun doğa kaynaklı afetlere karşı güvenli ve hazır hale gelmesi, afet öncesi, sırası ve sonrası yapılacak çalışmaların stratejik bir temelde ele alınması ve imar, planlama, kentleşme, yapı üretimi ve denetimi, afet, afet sigortaları, kat malikleri kanunu, kentsel dönüşüm gibi birçok kanunda değişikliğini içinde barındırmasıyla birlikte gerekliliği tartışılmazdır.
Odamız tarafından, toplumun doğa kaynaklı afetlere karşı güvenli ve hazır hale gelmesi, afet öncesi, sırası ve sonrası yapılacak çalışmaların stratejik bir temelde ele alınması ve imar, planlama, kentleşme, yapı üretimi ve denetimi, afet, afet sigortaları, kat malikleri kanunu, kentsel dönüşüm gibi birçok kanunda değişikliği içinde barındıracak bir “FAY YASASI”nın toplumsal ihtiyaçları karşılayacak şekilde çıkarılması gerektiği uzun zamandır dile getirilmektedir.
Sonuç olarak;
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun “afet öncesi, sırası ve sonrası” yapılacak iş ve işlemlere açıklık getirecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Yine kanunun 2 nci maddesi “….yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda” aktif olduğu tespit edilen fay hatları ve zonları üstüne yapı yapılamayacağı mutlaka vurgulanmalı, ayrıca “DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak taşkın tehlike ve risk haritalarına göre taşkın riski yüksek olan alanlar ile heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi ile karşı karşıya bulunan alanların yapılaşmaya açılmayacağı” şeklinde düzenlenmelidir.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
KONYA ŞUBESİ
Okunma Sayısı: 6525