Tıbbi jeoloji, 1998 yılında “International Un### of Geological Sciences” (IUGS) tarafından, esas bileşenleri elementler, mineraller, kayaçlar, toprak ve su olan jeolojik ortam ile çevre sağlığı arasındaki ilişkiyiinceleyen disiplinler arası bir bilim dalı olarak tanımlanarak, resmen kabul edilmiştir. 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren jeoloji, çevre bilimleri, tıp bilimleri, biyoloji, biyokimya, kimya, eczacılık, gıda gibi farklı bilim dallarından uzmanların yaptığı ortak çalışmalar ile bazı hastalıkların belirli bölgelerde görülme ya da görülmeme nedenlerinin, bilimsel verilerle ortaya konması ile birlikte, çevre sağlığı üzerine yeni bir pencere açılmıştır. Günümüzde sağlıklı bir yaşam ortamının oluşturulması için yaşanılan bölgenin jeolojik özelliklerinin her yönüyle ele alınıp tanımlanması özel bir önem kazanmıştır ve bu kapsamda çok büyük bütçeli pek çok araştırma projesi yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Pek çok alanda olduğu gibi Tıbbi Jeoloji Biliminin Ülkemizde sağlam temeller üzerinde gelişip, ilerlemesi için çalışmak, Jeoloji Mühendisleri Odasının temel ilkesidir. Günümüze kadar bu alanda değişik etkinlikler gerçekleştiren Odamız, mineral ve elementlere bağlı hastalıkların yaygın olarak gözlendiği Kapadokya Bölgesinde, sorunların ayrıntılı olarak tartışılmasına olanak sağlanmasını amaçlayan bir çalıştay düzenlemeye karar vermiştir.Tıbbi Jeolojinin kısa geçmişine bakıldığında, yaşanılan bölgenin kayaç, toprak ve bunlarla direkt bağlantılı yeraltı suları hakkındaki verilerinin, tıbbi jeoloji biliminin temel dayanağı ve çıkış noktası olduğu görülecektir. Jeoloji mühendisliği alanında üretilmiş her türlü veri, bu alanda çalışan tıp doktorları, kimyacılar, biyologlar, eczacılar ve daha pek çok farklı disiplinden araştırmacılar için çok değerli veri kaynakları oluşturmuştur - oluşturacaktır. Genelde Ülkemizde, özelde İç Anadolu Bölgesinde üretilen jeolojik verileri, yerbilimciler ile başta tıp, diş ve veterinerlik olmak üzere ziraat, çevre, gıda ve kimya alanlarından bilim insanları arasında ne ölçüde paylaşabildiğimizi, bu konuda birey olarak yapmamız gerekenleri ne ölçüde gerçekleştirebildiğimizi zaman zaman sorgulamak, bu yönde durum değerlendirmeleri yapmak önem taşımaktadır. Çünkü bu tür değerlendirme çalışmaları,veri kaybını en aza indirmek için bireylerin ve kurumların yapabileceklerinin belirlenmesi ve bu amaçla uygulanabilecek gerçekçi yöntemlerin ortaya konabilmesi için elverişli bir tartışma
ortamı oluşturmaktadır. Jeoloji Mühendisleri olarak, bu konudaki sorumluluğumuzun bilinciyle, yukarıda sözünü ettiğimiz verimli tartışma ortamını sağlamak üzere “Jeolojik Faktörlerin İnsan ve Çevre Sağlığı Üzerindeki Etkisi: Kapadokya Örneği” konulu 3 günlük bir çalıştay düzenlemeyi kararlaştırmış bulunmaktayız.
-Günümüze kadar bölgeye dair yapılmış Tıbbi Jeoloji konusundaki çalışmaları derlemek,
-Bu konudaki var olan bilgileri güncellemek,
-Uzun dönemde bölgenin jeolojik özelliklerinin çevre üzerindeki
etkilerine dikkat çekmek,
-Bölgede jeolojik unsurlara bağlı tanımlanmış çevre problemlerinin çözümünde Üniversite, Kamu ve Yerel yönetim işbirliğinde çalışma grupları oluşturmak, Çalıştayın en büyük başarısı olacaktır. Çalıştay programının 1,5 günü bilimsel tartışmalara, yarım günü bilim adamları, yerel yöneticiler, kamu çalışanları ve halktan katılımcılarla gerçekleştirilecek bir Panele, üçüncü günü ise bir teknik geziye ayrılmıştır.