Jeotermal kaynaklarla ilgili hukuksal düzenlemeler konusunda mevcut durum ve tasarlanan değişikliklere ilişkin Jeoloji Mühendisleri Odasının kurumsal görüşünün oluşturulması, var olan duruma ve olası yeniliklere karşı geliştirmesi gereken önermelerin hazırlanması, bu kaynaklara yönelik ulusal strateji ve politikalar için görüş hazırlanması, yasa tasarıları ve yönetmelikler konusunda ilke ve kurallar önerilmesi ve ivedi olarak girişimde bulunulması gereken konuların saptanması amacı ile “Jeotermal Enerji ve Doğal Mineralli Sular Yasa Tasarısı Hakkında Görüş Oluşturma” Çalıştayı 28-30 Nisan 2006 tarihleri arasında Balıkesir-Bigadiç-Hisarköy'de yapılmıştır.
Adı geçen Çalıştay sonuç bildirgesi 14. Maddesinde belirtildiği üzere “ Jeotermal Enerji konusundaki tüm olumsuzlukların önüne geçilebilmesi, 31000 megavat olarak deklare edilen ve doğruluğu sorgulanmaya değer olan jeotermal potansiyelimiz ile mevzuatlar nedeni ile yıllardır boşa akmakta olan doğal mineralli sularımızın kamu yararı doğrultusunda kullanımına yönelik hazırlanmakta olan yasa çalışmalarına ışık tutabilmek ve önerilen 'TÜRKİYE JEOTERMAL enstitüsü'nü detaylandırmak amacı ile 2006 yılında sektörün tüm temsilcilerinin katılacağı 'Jeotermal Enerji konulu bir sempozyumun TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenmesi” ilkesel olarak benimsenmiştir .
Bu bağlamda JMO Yönetim Kurulu “JEOTERMAL ENERJİ ve TÜRKİYE” konulu sempozyumu 12-15 Ekim 2006 tarihleri arasında Ankara'da yapma kararı almıştır.
Bilindiği üzere günümüz Türkiye'sinde Jeotermal kaynakların yönetilmesi, hak ve sorumlulukların belirlenmesi ve aramadan son kullanıma kadar geçen sürecin planlanmasına yönelik bir yasa ve uygulamayı düzenleyecek yönetmelikler bulunmamaktadır.
Doğan bu yasal boşluk; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MTA, Özel İdareler ve Belediyeler tarafından yapılan işlemler ile doldurulmaya çalışılmaktadır. İyi niyet çerçevesinde yapılan bu çalışmalar ile konuya ilişkin ihaleler yapılmakta, önemli yatırımlar planlanmakta ve uygulanmaktadır.
Jeotermal kaynakların en uygun kullanımı, korunması ve dönüştürülmesi konusunda ilke ve kuralların belirlenmediği, denetim yollarının oluşturulmadığı, kurumsal alt yapıların hazırlanmamış olduğu, kaynakların ve çevrenin korunması konusunda kural ve yaptırımların bulunmadığı bu planlamalarda önemli boyuta ulaşan merkezi ve yerel yönetim kaynakları git gide artarak harcanmaktadır.
Konuya ilişkin önemli eleştiriler her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bırakalım ciddi çevre sorunlarının eşiğine gelmeyi, bir süredir kullanılan bazı sahalarda kaynağın tükenmeye başladığına ilişkin belirtiler görülmektedir.
Son günlerde ülkemizde estirilen enerji darboğazı korkusu ve bu korku doğrultusunda verilen destekler sektöre giren aktörlerin sayısını arttırmış ve çeşitlendirmiştir. Buharın hemen elektriğe dönüşeceği varsayımından yola çıkan bu çeşitlilik Jeotermal kaynaklarımızın genliği konusundaki belirsizlik ve farklı değerlendirmeler nedeni ile her geçen gün artmaktadır.
Bu alanda yapılan tüm çalışmalarda Jeoloji Mühendislerinin yeri ve işlevi yadsınamayacak ölçüde önemlidir. Jeoloji Mühendisleri tarafından kurulan sektörde, her geçen gün daha çok çeşitlenen ve yaygınlaşan sorunlara tüm yönleri ve özellikle kamu çıkarları açısından bakabilmek için daha çok kaynaktan beslenen, açık ve saydam bir tartışma süzgecinden geçirilerek oluşturulan ve çok önemli bir doğal sermayemiz olan jeotermal kaynakların korunarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu gereklilikten hareketle , konu ile ilgili farklı sektörlerde, farklı otoriteler ile çıkar ilişkileri içinde, konuya farklı yaklaşan kurumlarda çalışan kişilerin görüşlerinin alınması, bu görüş alışverişinin konunun bütün boyutlarını kapsar şekilde, serbestçe ve programlı bir biçimde yapılması amacı ile bu Sempozyumun aşağıdaki gündemle düzenlenmesinde yarar görülmüştür.
Başarılı olması ve amacına ulaşması dileği ile.