Zamanı Gelmedi mi
DOĞA OLAYLARI ÜLKEMİZDE AFET’E DÖNÜŞMEYE DEVAM EDİYOR…
17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. Bu büyük felaket, ülkemizin deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmesine neden olmuş ve binlerce vatandaşımızı kaybetmemize, yüzbinlerce insanımızın evsiz kalmasına yol açmıştır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, yakınlarına sabırlar diliyoruz.
Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, bu acı olayın yıldönümünde bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığı gerçeği asla unutulmamalıdır. Depremler, jeolojik yapımızın bir sonucu olarak her an karşımıza çıkabilecek ve mevcut durumumuz itibari ile de maalesef ülkemizde AFET’e dönüşebilecek doğa olaylarıdır. Bu nedenle, depreme karşı bilinçli, hazırlıklı ve dirençli bir toplum oluşturmak, en temel sorumluluğumuzdur.
Ülkemizin bulunduğu coğrafyanın jeolojik yapısı gereği depremler başta olmak üzere; heyelan, kaya düşmesi, sel, taşkın, çığ , oturma-çökme, obruk, kuraklık, fırtına, hortum, aşırı sıcaklık, yüzey ve yeraltı yangınları gibi afetlerin etkisi altında yaşamaktayız.
Ülkemizde afet yönetimi anlayışının, sadece kriz anlarında değil, Proaktif bir yaklaşım benimsenerek Risk Azaltma ve Zarar Önleme odaklı olarak geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda, Jeoloji Mühendislerinin bilgi ve deneyimlerinin, risklerinin azaltılmasına yönelik olarak etkin bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha yetkililere hatırlatıyoruz.
Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi ve ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için doğa ve insan kaynaklı afet risklerine karşı “etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu” oluşturmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız.
Bu kapsamda;
- Risk azaltma odaklı ve bütünleşik bir afet yönetim sisteminin kurumsal yapılanması yeniden düzenlenmeli; tüm afet hizmetleri için dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, acilen “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı” kurulmalıdır. 1 Son yıllarda yaşadığımız yangınlar sonucu yine koordinasyon-plansızlık sorunları maalesef gözlenmektedir. Bu yeni bakanlık ile yetki karmaşası önlenebilecektir.
Ayrıca; Afet Risk Azaltma Manifestosu Hazırlanmalıdır!
Merkezi ve yerel idareler; afetlerle mücadele ve korunma strateji belgelerini, bugüne kadar yaşanan afet ve acil durum deneyimlerini, uluslararası afet yönetim tecrübelerini ve Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması Sekretaryası tarafından yayınlanan "Dirençli Kentler" ve "Kentimi Hazırlıyorum" kampanyalarını baz alarak "Afet Risk Azaltma Manifestosu" hazırlamalıdır.
Bu süreçte;
Sonuç olarak, yakın tarihte yaşadığımız depremler sonucu on binlerce can kaybı ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayıpla bir daha karşılaşmamak için, yukarıda ifade edilen temel ilke ve değerleri baz alan "Bilinçli Yurttaş ve Dirençli Yaşam Alanları İçin Afet Risk Azaltma Manifestosu", sadece sağlıklı, güvenli ve doğayla bütünleşmiş kentler için bir rehber değil, toplumun afetlere karşı bir örgütlenme biçimi olarak da görülmelidir. Bu sürecin her aşamasında katılımcılık, erişilebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınmalıdır. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak hemen hemen her ağızdan duymaya alıştığımız ‘’17 Ağustos’u Unutmadık’’ söylemleri yerine, başta Bursa Valisi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Başkanları olmak üzere ilgili ve sorumlu tüm kurumlar ile vatandaşlarımıza şu soruyu yöneltiyoruz; ‘’Hep birlikte başarabiliriz, sizce de ZAMANI GELMEDİ Mİ ?’’
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu
(111 KB) (19.08.2025 15:51:15)
(114 KB) (19.08.2025 15:51:29)
(124 KB) (19.08.2025 15:51:40)
(142 KB) (19.08.2025 15:51:49)
Okunma Sayısı: 92