Dünya, her saniye biraz daha yaşlanıyor. Endüstrinin gelişmesi, ham maddeye duyulan ihtiyacın artması ve nüfusun katlanarak büyümeye devam etmesi gezegenin omuzlarına her geçen gün bir yük daha bindirmektedir. İnsan sirkülasyonuyla birlikte doğal kaynaklar günden güne azalırken yaşam döngüsünün sekteye uğraması da kaçınılmaz bir hal almaktadır. Stratejik doğal kaynaklarımız olan su, toprak ve havayı geri dönülmez bir şekilde kirletmeye devam ediyoruz. Birkaç yüzyıl içinde, oluşumları milyonlarca yıl süren enerji hammaddeleri ve madenleri tüketeceğiz. Peki bu sarmaldan kurtula bilir miyiz? İnsanlığın devamı için bugünden yapabileceklerimiz nelerdir?
Dünya üzerindeki tüm ülkelerin benzer gelişmişlik düzeyine ulaşmasını sağlayarak, çok daha verimli ve daha az yeni malzemeye, daha çok geri dönüşüm malzemesini kullanan teknolojilerin geliştirilmesi zaruridir. Bugün için ütopik olan bu görüşün önümüzdeki birkaç yüz yıl içinde hayata geçirilmemesi insanlığın büyük bir kısmının yok oluşuna neden olabilir. Günümüze bakarsak, geri dönüşümün teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması geleceğin kazanılması için atılacak ilk adımlardan biridir. Şehir çöplerinin depolanması yerine ayrıştırılarak geri dönüşümle yeniden kazanılması, organik çöplerin gübreye dönüştürülmesi gibi küçük adımlar bile gelecek için umudun devam etmesini sağlayacak niteliktedir. “Sıfır Atık” projelerinin özüne sahip çıkılmalıdır.
Günümüz teknolojisi yaşamın her alanında bizlere kolaylık ve konfor sağlamaktadır. Enerjiden, tüketim mallarına kadar geniş yelpazedeki bu teknolojik ürünler doğal kaynaklar kullanılarak imal edilmektedir. Ancak bu seri üretim, maalesef bir tüketim toplumunun yaratılmasına da neden olmuştur. Her yeni gün, ihtiyaç fazlası, her biri bir öncekinin üst modeli olan daha yeni daha gösterişli pek çok ürün piyasaya sürülmektedir. Satın alma çılgınlığına ve tüketim hastalığına dur denilmelidir. Sürdürülebilir moda, geri dönüşüm ve bilinçli tüketimin tüm toplumlarda yaygınlaştırılmalıdır. Su, elektrik, yiyecek, yakıt ve bunun gibi pek çok ihtiyaç dahilinde olan temel öğeyi günlük yaşamımıza dahil ederken “gerektiği kadar” kullanma mantığı benimsenmeli, “ihtiyacın kadar al” mottosu hayata geçirilmelidir.
Özellikle, su, toprak ve havayı kirleten taşıtlar, fabrikalar, enerji santralleri gibi teknoloji sahaların yeni çevre dostu teknolojilere geçmesini kolaylaştırmak için yasal düzenlemeler yapılarak, teşvikler sağlanmadır. Yenilenebilir enerji kullanan ulaşım araç teknolojileri için projelerin desteklenmesi, uygulanabilir projelerin acilen hayata geçirilmesi küresel ısınmanın önüne geçebilmek için önemli bir adım olacaktır.
Tarımda ve hayvancılıkta, çevre dostu yöntemler hızla çiftçilere ulaştırılmalıdır. Artan nüfusun beslenme problemi önümüzdeki birkaç on yıl içerisinde büyük krizlerin ortaya çıkmasına gebedir. Kendi nüfusunu besleyebilen ülkeler bu tip krizlerde ayakta kalabilecektir. Birkaç on yıl önce kendi kendini besleyebilen çok az ülkeden biri olan ülkemiz maalesef bu özelliğini kaybetmiştir. Hem tarım hem de hayvancığı bilimsel ve çevre dostu yöntemlerle yaparak doğal kaynaklarımızı koruyabilir, geleceğimizi güven altına alabiliriz.
Birkaç bin yıl öncesine kadar besin zincirinin ortalarında yer alan insan, teknolojik buluşları ve gelişen bilgi dağarcığı ile günümüzde besin zincirinin tepesine çıkmıştır. Milyonlarla ifade edilen nüfusu ise neredeyse 7.8 milyara ulaşmıştır. Birkaç bin yıl içinde yaşanan bu hızlı değişim doğanın dengesinin hızla bozulmasına yol açmaktadır. Bu satırların yazıldığı dakikalarda atmosferde on binlere varan uçak, denizlerde yine on binlerce deniz taşıtı ve karalarda milyonlarca araç havayı kirletmektedir. Buna sayıları yüzbinleri bulan fabrikaları, enerji santrallerini katarsak sayının büyüklüğünü anlayabiliriz. Bu sadece hava kirliliği için verilmiş bir örnektir. Doğal sistemin bu şekilde daha ne kadar gidebileceğini bilim insanları araştırmakta ve iç açıcı olmayan öngörülerde bulunmaktadır. Doğal kaynak kullanımının verimliliğini artıracak her küçük adım bile gelecek için bir umut vadetmektedir. Hepimizin atabileceği küçük adımlar bulunmaktadır. Çocuklarımız, torunlarımız ve doğmamış nesiller için bu adımları atmalıyız. Sınırlı doğal kaynaklarımızı olabildiğince verimli kullanmalıyız(Prof Dr.Cüneyt Şen).
Güzel günler dileğiyle.
https://www.kuzeyekspres.com.tr/dogal-kaynaklar-hizla-tukeniyor-ne-yapilabilir
Okunma Sayısı: 3200