1947 yılından günümüze kadar hiç aksatılmadan sürdürülen ve ülkemiz yerbilimcilerinin emekleri ile oluşturdukları birikimlerini aktarıp paylaştıkları Türkiye Jeoloji Kurultayı`nın 66. sını 2013 yılında Ankara`da düzenlemekten kıvanç ve mutluluk duyuyoruz. Kurultaylarımız; giderek artan bir katılım ve coşkuyla, zaman zaman da uluslararası katılımlarla, hızla gelişen bilim ve teknolojiye koşut olarak ülkemizde jeoloji ve mühendisliği alanında gerçekleştirilen önemli bilimsel katkıların yanı sıra, sorun odaklı uygulamaya yönelik çalışmaların da sunulup tartışıldığı ve üniversiteler ile değişik kurum ve kuruluşlardan katılımcıların bir araya getirildiği bir "Jeoloji Şöleni" olma işlevini her geçen yıl daha da başarılı bir şekilde yerine getirmektedir.
Günümüzde yaşanan ve ülkemiz de dahil olmak üzere Dünya`nın değişik bölgelerinde giderek artan doğal olayların insan eli ile afet haline gelmesi ile deprem, çevre kirliliği ve küresel iklim değişikliği kaynaklı sorunların neden oldukları olumsuz etkilerin yanı sıra, nüfustaki artışla birlikte gelişen hızlı ve çarpık kentleşme, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve yönetimiyle ilgili sorunlar, geçmişe oranla doğal kaynaklara duyulan gereksinimde önemli düzeydeki artış, mega mühendislik yapılarının inşası vb. gibi olgular; bu sorunların çözümü, sağlıklı ve güvenilir bir çevrede yaşanması ve doğal kaynakların verimli kullanımı açısından yerbilimi ve mühendisliğinin sağlayacağı katkıların ne denli önemli olduğunu her zamankinden daha fazla göstermektedir.
66. Türkiye Jeoloji Kurultayı`nda, yukarıda ana hatlarıyla çerçevesi çizilen alanlarda yapılan yerbilimi ve mühendisliği konulu çalışmaların bilimsel bir platformda tartışmaya açılması ve elde edilen bilgilerin paylaşılması etkinliğin başlıca hedefleridir. Nüfusun giderek artmasıyla pek çok kentin hızla büyüdüğü, dolayısıyla jeolojik faktörler gözetilerek ve gerekli mühendislik hizmetleri alınarak iyi planlanmış yeni yerleşimlere ve ulaşım ağlarına gereksinim duyulduğu bir dönemde olan ülkemizde, toplumun doğa olaylarından olumsuz şekilde etkilenmeden, güvenli ve sağlıklı bir çevrede konuşlandırılmış yerleşimlerde yaşamaları, hem çağdaş ve güvenli bir yaşamın gereği hem de mesleğimizin ilgi ve sorumluluk alanlarına giren başlıca konulardan biridir. Bu husus gözetilerek, jeolojinin temel konularıyla ilgili çalışmaların sunulup tartışılmasının yanı sıra, 66. Türkiye Jeoloji Kurultayı için "Deprem ve Etik" başlığı kurultayın ağırlıklı teması olarak belirlenmiştir. İnsan ve Dünya ilişkisi açısından mesleğimizin pek çok dalının doğrudan ve dolaylı katkısının yadsınamayacağı konuları içereceği için, bu ana temanın ilgi çekici olacağı inancındayız. Deprem, yerbilimlerinin oluşum mekanizmalarını açıklamayı, büyüklük, yer ve zamanını öngörmeyi kendine görev edindiği bir doğa olayıdır. Ancak depremlerin önceden kestirilmesi için geliştirilen modeller henüz yeterince güvenilir olmaktan çok uzaktır ve bu nedenle bu tür bilimsel veri ve tahminlerin uzman olmayan yetkililer ve halk kitleleriyle paylaşılmasında çok önemli etik sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu konuda yerbilimcilerin önemli etik yükümlülükleri olduğu ortadadır. Her ne kadar deprem bir doğa olayı olsa da onu insanlık açısından önemli kılan bir başka yönü insan yaşamı, özellikle yapılar üzerindeki yıkıcı etkisidir. Jeoloji mühendisliği, yapıların inşa edilmesinde aktif bir rol oynadığı için sadece teknik bir disiplin değildir, çünkü depremlerin yıkıcı etkilerinin azaltılması için yapıların deprem etkilerine dayanıklı bir şekilde yapılmasından sorumlu olması gibi nedenler toplumsal yükümlülükleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle jeoloji mühendisleri bir yandan diğer doğa bilimciler ve mühendisler ile diğer yandan ise insan ve toplum bilimcilerle ve felsefecilerle bir araya gelmek, tartışmak, aynı dili konuşmaya çalışmak ve birlikte projeler üretmek zorundadır.
Kurultayımız bilim insanlarına ve mühendislere böyle bir ortam sağlamayı görev edinmiştir. Bu görev bilinci ile Kurultayımızı teknik oturumların yanı sıra, çağrılı konuşmalar ve kurultayın ana temasının tartışılacağı panellerle de zenginleştirmeyi hedeflemiş bulunuyoruz. Hedefe ulaşabilmek için; 66. Türkiye Jeoloji Kurultayı, bir süreden bu yana başarılı şekilde uygulana geldiği gibi, yine oturum yürütücüleri tarafından yönlendirilecek olup, bildirilerin gönderilmesi ve iletişim, internet aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Aksamalara neden olunmaması için kurultay iletişim sisteminde gerekli düzenlemeler yapılmış olup, bildiri özlerinin yazımı ve gönderilmesi için de kolaylıklar sağlanmıştır.
Ayrıca poster sunumlarının daha da özendirilmesi amacıyla poster hazırlama, sunum ve ödüllendirme kuralları da daha ayrıntılı şekilde duyurulmuştur. 66. Türkiye Jeoloji Kurultayı`nın akademisyenlerimizin ve kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın ve jeoloji mühendisliği eğitimi alan öğrencilerin katılımıyla zenginleşeceği inancındayız. Bu etkinliğe tüm yerbilimcilerin ilgi ve katkılarını bekler, kurultayımızın başarılı, üretken ve dostlukları pekiştirici bir şekilde geçmesini ve amacına ulaşmasını dileriz.