TMMOB Odalar 29 Mart 2024, Cuma

Yaşanan son depremlerin ardından yayın organlarında Hasan Dağı volkanının tekrar harekete geçtiğini bildiren haberler çıktı. Bu haberler ülkemizdeki bulunan volkanları tekrar gündeme getirdi.

Yayınlayan Birim: TRABZON ŞUBE
Yayına Giriş Tarihi: 23.11.2021
Güncellenme Zamanı: 09.12.2021 17:04:05

Yaşanan son depremlerin ardından yayın organlarında Hasan Dağı volkanının tekrar harekete geçtiğini bildiren haberler çıktı. Bu haberler ülkemizdeki bulunan volkanları tekrar gündeme getirdi. Sanılanın aksine, ülkemizde bulunan volkanlar sönmüş volkan olmayıp, en az on tanesi her an faaliyet gösterecek potansiyele sahiptir. Bu volkanlar en az, deprem üreten diri faylar kadar tehlike arz etmektedir. Deprem ülkesi olduğumuz kadar volkanlar ülkesiyiz de.

Ülkemizin üzerinde bulunduğu Anadolu Plakası tektonik açıdan dünyanın en aktif bölgelerinden biridir. Güneyde bulunan Afrika ve Arap plakaları Anadolu plakasını kuzeye, Avrasya plakasına doğru sıkıştırmaktadır. Bu sıkıştırmanın sonucu Anadolu plakası üzerinde Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarıyla Ege Bölgesi’ndeki host-graben kırık sistemi oluşmuştur. Bu kırık zonları deprem üretmenin yanı sıra, yerin derinlerinde bulunan magmanın yüzeye çıkabileceği yolları oluşturur. Erzincan fay düzlüğü ovasında bulunan ve yaşları yaklaşık 10 bin ile 400 bin yıl olan volkan konileri bunun en güzel örneğidir. Ayrıca, Tuz Gölünün doğusunda bulunan faylarla ilişkili en az beş büyük volkan (Erciyes, Hasandağ, Karacadağ, Göllü Dağı, Acıgöl) bulunmaktadır.

Deprem, sel, tsunami gibi, volkanik faaliyetler de doğal afetlere neden olur. Ancak diğerlerinden farklı olarak volkanik faaliyetler daha geniş alanları etkiler.

Magmanın kimyasal bileşimine göre volkanik faaliyetler farklılıklar sunar. Kimi volkanlar, İspanya’nın La Palma Adası’ndaki volkanda olduğu gibi, kızgın magmanın (lav) yavaşça aktığı bir lav nehri oluşturacak şekilde faaliyet gösterir. Diğerleri ise, İzlanda’da 2010’da faaliyete geçen Eyjafjallajökull volkanı gibi, havaya milyonlarca metre küp kül püskürterek faaliyet gösterir. Yine hatırlanacağı üzere bu kül bulutu haftalarca Avrupa üzerindeki uçak trafiğinin aksamasına neden olmuştu. Oysa Eyjafjallajökull volkanın bu faaliyeti volkanik ölçekte büyük sayılabilecek bir faaliyet bile değildi.

Volkanik faaliyetler, tıpkı depremlerde olduğu gibi önlenemez. Ancak depremlerden farklı olarak, bir volkanın ne zaman faaliyete geçebileceğini tahmin etmek biraz daha kolaydır. Bir volkan faaliyete geçmeden önce bazı belirtiler gösterir. Bunlar, volkan üzerindeki su kaynaklarındaki sıcaklık artışı, yükselen magmanın oluşturduğu sismik aktivite, kraterde oluşan kabarmalar gibi belirtilerdir. Aktif volkanların birçoğunda bu parametreler saatlik olarak ölçülür ve değerlendirilir.

Volkanlar, uzun yaşam süreleri olan yapılardır. Uzun yaşamları süresince bazı dönemlerde oldukça sık faaliyet gösterirken, bazı dönemlerde de faaliyet süreleri arasında binlerce hatta on binlerce yıl olabilir. Örneğin, İtalya’nın güneyinde bir adada bulunan Stromboli volkanı son birkaç bin yıldır neredeyse her gün faaliyet göstermektedir. Buna karşın, 6 milyon yıl önce oluşmaya başlayan Ağrı Dağı, 6 ile 3 milyon yılları arasında yoğun faaliyet döneminin ardından, faaliyetleri azalmış ve son büyük faaliyetini yaklaşık 20 bin yıl önce gerçekleştirmiştir. Ancak, günümüzde faaliyetlerine devam etmektedir. (Kaynak: Prof. Dr. Cüneyt Şen)

Güzel günler dileğiyle.